twitter

Tuesday, January 08, 2013

American Turk Koalisyonu Baskani Lincoln McCurdy ile Mulakat


Lincoln McCurdy

Lincoln McCurdy, Washington’da Türkiye konusunda en uzman isimlerden biri... 1980’lerde ABD’nin İstanbul Konsolosluğu’nda ticari ateşe olarak görev yapan McCurdy, 1989’da Amerika’ya döndükten sonra Amerikan-Türk Konseyi'nin (ATC) kurulmasına yardım etti. 1998-2004 yılları arasında bu kurumun başkanı olarak görev yaptı. ABD’li yetkili, şimdi de Amerikalı liderleri ve halkı Türkiye konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan Amerikan Türk Koalisyonu’nun veya TCA'nin başkanlığını yapıyor

Türkiye’nin karşılaştığı en büyük dezavantaj nedir Washington’da?
ABD’nin bir gerçeği şu ki, averaj bir Amerikalının Türkiye’de olanlardan haberi yok. Bundan dolayı da Türk-Amerikan topluluğu, Amerikalıları ve yetkilileri eğitebilirler. Temsilciler Meclisi Başkanı Boehner, Türk-Amerikalılara yaptığı konuşmada ‘’bizi, Ortadoğu’da gerçekler hakkında bilgilendiriniz’’ çağrısı yaptı. Örneğin burada yanlış anlaşılan şeylerden biri, Amerikalı yetkililerin Kürtlerin bir seste ve birleşik olduğunu sanıyor olmaları. Halbuki biliyoruz ki bölgedeki Kürtler arasında çok derin anlaşmazlıklar var. Ve Türk-Amerikan toplumu bu inanışın doğru olmadığını ve ‘’Büyük Kürdistan’’ nın realist olmadığını anlatabilir.

Washington güç dengeleri önümüzdeki dönemde nasıl olur?
Önümüzdeki yıllarda da, özellikle son iki yıl da olduğu gibi Beyaz Saray ile Kongre arasında bir çatışmanın devam etmesi öngörülüyor ve bunun yansımalarını dışpolitika da görebiliriz.

Türk-ABD ilişkilerine nasıl yansıma olur?
Örneğin eğer Obama ‘’bütçe uçurumu’’ konusunda istediğini alırsa, Cumhuriyetçiler bunun cezasını Kongre’deki muhalefet çoğunluğuyla kesmeye çalışabilir. Obama’nın Ortadoğu’daki bazı çok önemli krizleri barışçıl yollardan çözme hedefi Kongre eliyle başarısız kalabilir mesela. Bu da Amerikan toplumunun ne kadar partizan olduğunu gösteren bir durum tabi ki.
Suriye konusunda Obama yönetimi aktif olmayı seçmezken, özellikle eğer İran nükleer politikasına devam ederse ve İsrail İran’a saldırmaya karar verirse, böyle bir durumda Amerikan Kongresi İsrail’i desteklerken, Obama’nın canının sıkıldığını görebiliriz. Ve tabi Ankara’nın da İsrail’i sertçe kınadığını. Bütün bunlar hiç şüphesiz İran'ın yanıbaşındaki Türkiye ile buranın ilişkilerine yansıyacaktır.

Ankara’dan İsrail hakkında söylenen sert sözlerin Türk-Amerikan ilişkilerine etkisi ne kadar oluyor?
Öncelikle, uzun zamandır üzerinde tartışılan ‘serbest ticaret anlaşması’ rüyalarını unuturuz. Ama ondan da ötesi, Türkiye’nin genel imajı kötü görünecek. NATO üyesi olmasına rağmen, ABD’ye ‘düşmanca’ görünmeye başlayacak. İmajın kötüleşmesi ise öncelikle Amerikan turizmini ve yatırımını engelleyebilir. Böyle birşey yok şimdilik. Benim söylemeye çalıştığım böyle yere varmasına gerek de yok. Eğer kartlarını iyi oynarsan, durumu daha da kötüleştirmeden, hatta çözümüne katkı bulunarak ve daha da ciddiye alınarak çıkabilirsin. Erdoğan’ın inanılırlığı yok. ABD Kongre üyeleri kendisiyle ilgilenmeyecek İsrail böyle ele alınırsa. Hatta bireysel olarak bu üyeler kendi içlerinden Erdoğan’ın İsrail konusunda doğru yaptığına inansa bile, Erdoğan'ın (söyleminden dolayı) serseri mayın haline geldiğinden dolayı yakınlaşmayacaklar. Gerçekten de bu noktaya varmaya ihtiyaç olduğunu sanmıyorum.

Ticarette artış var ama hep ABD lehine? Bu değişebilir mi, ilişkilerin doğası mı böyle istiyor?
Değişebilir. Bunun için serbest ticaret anlaşması gibi bir çalışma gerekir. Ama bunun için de Türk-Amerikan toplumu desteklemeli ve Türkiye’nin de olumlu bir imaj vererek, Kongre üyelerinin bu tür bir anlaşmaya lehte oy kullanmasını sağlayabilmesi gerekir.

Türkiye bölgede çok önemli, ‘Ermeni Soykırımı’ yasa tasarısı artık Kongre'ye gelmez diyenler?
Hiç geçmez demek oldukça sorumsuz. Önümüzdeki iki yılda Türk-Amerikan pozisyonu Kongre’de güce sahip. Ama sonraki yıl olan 2015’de geçmemesi için durumun sürekli monitor edilmesi gerekiyor.

Yeni Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komisyonu Başkanı Ermeni iddialarını destekleyen ve genelde Türkiye aleyhine gözüken Ed Royce oldu. Bu değişime ne ölçüde anlam ithaf etmeli?

Önümüzdeki iki yıl, Royce Meclisteki Cumhuriyetçi liderliğe hesap vermek zorunda. Bundan dolayı da ‘Ermeni Soykırımı’ yasatasarısını getiremez. Ama ‘din özgürlükleri,’ ‘Türkiye’nin İsrail’e Sert davranmasını kınama’ türü aleyhte yasalar gelebilir. Bilmek mümkün değil. Ama diyebiliriz ki Ermeni yasası gelmez.

Bakın, Türk-Amerikan lobisi şimdiye kadar hiç bu kadar güçlü olmamıştı. Ama bu gücü devam ettirmemiz gerekiyor. Bu iyi olan haber. Ama bu harika devam edebilir ama Türkiye’den gelenlere göre değişebilir. Ankara hükümeti Türkiye’ye karşı olan önyargıların farkında olmalı ve buradaki Türk-Amerikalıların bunları yıkmak için verdiği uğraşıları anlayabilmeli.

Türkiye ile ilgili en çok duyduğunuz şikayetler nedir?
En çok basın özgürlüğü ile ilgili soru alıyorum. Adalet sisteminden ve Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan uzaklaşıp, teokrasi haline geldiğine inananlar da çok. Türk-Amerikalılar bu korku ve endişeleri balans etmeye çalışıyor.





No comments: