Geçmiş yıllarda Gülen Hareketi ile ilgili ağır eleştirel yazılar yazmış, Gülen'in Türkiye'ye İran'ın ruhani lideri ve Devriminin babası Humeyni gibi döneceğini iddia etmiş Washington, DC'deki uzman Michael Rubin, Gülen Hareketi ile ilgili fikrini değiştirdiğini ifade eden 'Fethullah Gülen'i yeniden değerlendirmek' başlıklı oldukça ilginç bir yazı kaleme aldı.
Washington'daki muhafazakar ve neo-con olarak da bilinen American Enterprise Enstitu'de Kürt konuları, Ortadoğu konulari uzmanı olarak çalışan Rubin, yazısında 'Gülen Hareketini yanlış okumuş olabilirim' derken, bunun için özür de diledi. Eski bir ABD Savunma Bakanlığı çalışanı da olan Rubin, hem Gülen hakkında değişen görüşlerini hem de seçimleri WashingtonPoint için değerlendirdi:
Neden Gülen Hareketine karşı görüşünüz değişti?
Muhtemelen hem Gülen Hareketi üyeleri hem de kendisinin (Gülen) uzun dönemde revizyona gittiklerini gördüm. Geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ortaklık yapmış olsalar da, şimdi durumu anladıklarını ve artık hedeflerinin Erdoğan ile örtüşmediği ortada.
Kurumların gücünün aşındırılmasının tehlikelerini öğrendiklerini ve adaletsiz hale gelmiş kurumların herhangi birine (kendileri de dahil, IT) düşman olabileceğini anladılar.
Onlar hakkındaki değişen düşüncelerim hem yazdıklarını takip ederek hem de Gülen üyeleri ile etkileşim halinde bulunmamdan doğdu.
''Gülen Grubu Doğru Yolda''
Ben halen Hareketin destekçisi değilim. Yalnız hareketler zamanla dönüşebilir. Geçmişte kendilerinin gizliliği ve sessiz hedefleri hakkında daha şüpheci idim. Kanaatim, gerek Gülen gerekse Erdoğan'ı değerlendirirken, uzun dönemli trendlerinin ne yönde olduğuna bakmak gerekir ve Gülen Grubunun doğru yolda olduğuna inanıyorum.
Yargı
Önceki dönemde daha çok laikleri hedef almış sahte deliller de, şimdi yine bozuk delillerle Gülencilerin hedef alınması yanlıştır.
Liberaller, Milliyetçiler ve Gülenciler
Modern Türk tarihinde, Atatürk dışında, bir kişi tarafından domine edilen bir partinin, domine aktör ayrıldıktan sonra varolduğu görülmemiştir. Örneğin Adnan Menderes veya Turgut Özal'ın partileri, kendileri öldükten sonra yaşamamıştır. Şimdilerde Erdoğan, partisi adına daha çok kuvvet topladıkça, ironik bir şekilde, partisinin yeni bir dönemde yaşamasının önüne geçiyor.
Gülen takipçileri ise, şimdilerde yere düşmüş ve oyun dışı kalmış olsalar da, daha uzun vadede, Türkiye'nin 2. yüzyıla başlamasıyla, uzun bir dönem daha yaşayacaktır. Yeni yüzyılla birlikte Türk Milliyetçileri, liberalleri ve Gülen takipçilerinin beraberce çalışmaları mümkün olabilir.
''Erdoğan'ın Gülen'i istemesi, Gülen'e ABD'de desteği artırıyor''
ABD yönetiminin uzun dönemde istikrarlı bir fikri var. O da şu: ABD yönetimindeki bazıları Gülen Grubuna pozitif bir güç olarak değerlendirirken, diğer bir kısım ise daha şüpheci yaklaştı. Fethullah Gülen'e gelirsek, kendisinin ABD'de meşru oturma vizesi var ve istendiği nedenlerin hiçbiri ABD'e suç sayılmıyor. Türk hükümetinin Gülen'i alma gayretleri, Erdoğan'ı daha da otokratik gösteriyor. Dahası, Gülen'i geri alma çabaları, onun ABD yönetimi içindeki desteğini artırıyor. Bütün bunlara eklemeliyim ki, Gülen'i Erdoğan'ın talebi doğrultusunda Türkiye'ye iade şansı sıfır ile hiç arasında bir yerlerde.
''Türkiye, Muz Cumhuriyeti''
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sevmediği insanların kapı dışarı istenmesini istemesi veya onları suçlaması Türkiye'ye giderek bir muz cumhuriyetine dönüştürüyor. ABD nasıl İran rejiminin istediği veya Putin'in talep ettiği siyasi muhalifi geri göndermezse, aynı şekilde Gülen de Türkiye'ye, Erdoğan'dan dolayı iade edilmez.
''Gülenciler Geçmişten Ders Aldı''
Gülen Hareketinin yaptığı yanlışlardan öğrendiklerini, Hareketin takipçilerinin gücü kötüye kullanma konusunda eskisi kadar açık olmayacağını düşünüyorum.
Gülen'in ABD'deki Okulları
Ben bir yahudiyim ama üniversiteye gidene kadar Hristiyan (Katolik) okullarında okudum. Bu okullar çok iyi olduğu için talep de almakta. Gülen Hareketinin gücü de eğitimden geliyor. ABD dışında Orta Asya, Balkanlar, Afrika hatta Iraki Kürdistan'daki okulları. Tanıştığım çoğu yabancılar, bu okullardan hep iyi bahsediyor ve bu okulları 'Türk okulları' olarak adlandırıyorlar.
Gülen okullarının ABD'deki sorunları daha çok yönetim kurallarına uymaktaki bazı sıkıntılardan geliyor. Vize sıkıntıları gibi örneğin. Bazıları bunlardan dolayı kapatılabiler de ama sonuçta bu okulların çalışacağına inanıyorum. Normalde iyi eğitim alamayacak çocuklara iyi bir eğitim vermenin kınanacak bir tarafı yoktur. Bu okullarda doktrine ve telkin, gizli bir topluluk olması bağlamındaki şüphelerim var ama bu şüphelerimin tümüyle haklı olduğunu söyleyemem.
''Umut Ederim Seçimler Ertelenmez''
Öncelikle seçimlerin 15 gün içinde yapılacağını umut ederim. (Seçimlerin ertelenebileceğini düşünmemin) nedeni Türkiye'nin Suriye'ye askeri operasyon laflarını duymam -ki bu ne Suriye'de ne de başka bir yerde konuşuluyor. Anladığım, Erdoğan beğenemeyeceği bir seçim sonucu öncesi bir kriz ortaya çıkarmak isteyebilir. Eğer seçimler bir koalisyona götürürse bunun Türkiye için iyi bir sonuç olacağına inanıyorum.
Ordu-Hükümet İlişkileri
Birbirleri arasında çok az bir güven olduğu görülüyor. AKP hükümeti, Türk Ordusunu zayıflatmayı başardı, bunu da aktif bir şekilde çalışarak yaptı. Ordunun içindeki ideolojisini de bürokrasi yoluyla değiştirmeye çalıştı.Buna rağmen Türk ordusu halen dürüstlüğe ve onura sahip. İşte tam bundan dolayı da Erdoğan, örneğin Suriye politikasını askeri olmayan, örneğin MİT gibi birimler yoluyla izleyebiliyor.
2 comments:
Rubin gibi pozitif bir akademisyenin böyle bir tutum sergilemesine şaşırmadım. tebrikler
Gulenciler Steven A. Cook'a kadar dusmustu, yetmemis Micheal Rubin'e kadar dusmusler demek! Yakinda "uzman" Daniel Pipes'ten de bir Gulen ovgusu bekleriz...
Post a Comment