twitter

Tuesday, February 10, 2009

TÜRKIYE’NIN NABUCCO ILE DANSI

TÜRKIYE’NIN NABUCCO ILE DANSI
-STRATEJIK BOYUT DERGISININ NISAN AYINDAKI SAYISINDA YAYINLANMISTIR-
Gecti˛imiz Ocak ayının son haftasında, Amerika’nın baˇkenti Washington DC’nin önemli think tank merkezlerinde Avrupa’nın enerji güvenli˛i, yapılan birçok tartıˇmanın ana konusu idi. Bu toplantilarin ilki, 26 Ocak 2008 tarihinde SAIS düsünce kuruluˇunda gerceklestirildi. Amerika Birlesik Devletleri Avrasya Enerji islerinden sorumlu ozel delegesi Buyukelci C. Boyden Gray’in konusmaci olarak katildigi toplantiya olan ilginin genisligi ve katilimcilarin çeˇitlili˛i, konunun ne kadar da ilgi oda˛ında oldu˛unu bir kez daha gözler önüne seriyordu. Turkmenistan, Azarbaycan, Gürcistan, Rusya, Turkiye, Moldava, Mogolistan, Ermenistan ve diger bircok elciliklerin Washington, DC temsilcilerinin de katildigi tartismalar hareretli sorulara, cevaplara ve yorumlara sahne oldu.

Hiç ˇüphesiz, Avrupa enerji güvenli˛inin Amerika’nın baˇkentinde çokça konuˇulur olmasının nedenlerinden en buyugu, geçti˛imiz ay Rusya ile Ukrayna arasında ortaya çikan dogalgaz krizi idi. Öte yandan, herhalde Türkiye’yi en çok ilgilendiren bölümü ise Nabucco dogalgaz hattının özellikle Avrupa Birli˛i gündemine yeniden ve daha kuvvetle oturması, böylece Türkiye’nin her zamankinden daha çok AB ülkelerinin ilgisini çekiyor olması idi. Bu meyanda, planlanan Nabucco boru hattının üçte ikisinin Türkiye’den geciyor olması, ve Türkiye’siz bu projenin imkansızlı˛i, uluslararası iliˇkilerde cok da sik ülkelerin ellerine geçmeyen boyle bir fırsatın, en iyi nasıl kullanaca˛ının hesabını yaptırıyor Türkiye’ye.

Analizimiz, özellikle son haftalarda Washington DC’de bu konu üzerinde konuˇan hatırı sayılır uzmanların görüˇlerinden yola çikarak, en son geliˇmeler ıˇı˛ında Nabucco’yu tartiˇacak. Bu tartıˇma, hatta konu olan ülkeler ve aktörler açilarından ele alınarak yapilacak.

AVRUPA BIRLI˛I (AB)
AB uzun zamandır özelikle Macaristan tarafindan gündemde tutulan Nabucco projesine pratik anlamda deste˛ini gösterecek bir adım atmaktan kaçınıyordu. Halbuki, günümüzde hemen her ülkenin kendi enerji kaynaklarını çeˇitlendirme ve enerji ba˛ımsızlı˛ını kazanma yolunda çaliˇmalar yapması artık bir lüks veya çok derin bir stratejik planlamaya mahal vermiyecek kadar ortada bir gerçek. Bununla birlikte, en son ortaya çıkan Rusya-Ukrayna dogalgaz krizi ile birlikte geç de olsa, AB Rusya’ya olan enerji bagımlı˛ından kurtulmaya do˛ru daha ciddi adımlar atmaya baˇladi. Bu meyanda AB’nin “Güney Koridor” olarak adlandırılan, Rusya’ya alternatif olarak geçen rotaya yatırım yapmaktan baˇka çok da fazla bir alternatifi yok zaten.

Nabucco’nun yanısıra di˛er Güney Koridor hatları: Trans-Kafkas boru hattı, Türkiye-Yunan-Italyan hattı ve White Stream olarak adlandırılan Azerbaycan-Gürcistan-Romanya-Karadeniz hattıyla ba˛lanan Avrupa Birli˛i ülkeleri hattı. Ne varki Nabucco projesi bu alternatif hatlarin en onemli aya˛inı oluˇturuyor; hem büyüklü˛ü hem de stratejik önemi bakımından.

Daha önce gündemde olan Rus-Alman Nord stream de diger bir alternatif hat olarak konuˇuldu ve tartiˇıldı yıllar boyu. Halbuki bu rotada hala Rus Gasprom’a ba˛ımlı bir proje olması itibariyle yine AB’nin enerji çeˇitlendirme politikalarına çozüm getirmiyordu. Özellikle Alman özel sektörünün Gasprom ile olan yakın iliˇkisi, Italyan politik liderlerinin Putin ile süregelen iˇbirli˛i , ve ayrıca, Türkiye’nin itirazları ile Nabuço boru inˇatından çıkartılan (Fransız Kongresinden geçen Ermeni kanunu nedeniyle), Fransız ˇirketi Gaz de France’ın, Rus Gasprom ile çıkarlı iliˇkileri ve belki de en baˇta sayılması gereken, AB’nin geleneksel dertsiz baˇimiza Rusya’yı kızdırarak dert almayalim yaklaˇımı, bu Güney Koridoruna a˛ırlık verilmemesisine yol açmıˇ gibi görünuyordu.

Giriˇ bölümunde de bahsetti˛imiz gibi, Avrupa-Kafkaslar-Rusya enerji denklemi, son ay meydana gelen Ukrayna-Rus dogalgaz krizi ile bir anda bozuldu. Bu krizinin kimden veya neyden kaynaklandı˛ı kimse tarafından anlaˇılamadı. Öte yandan, bu krizden alinan tek mesaj ise, bir kez daha, Rusya’nin güvenilir bir gaz tedarikçisi olmadi˛ı idi. Bu yeni ve yeniden mesajla birlikte, AB, deste˛ini birden bire basta Nabucco olmak uzere, “Güney Koridor” alternatif hattinin arkasina ativerdi.

Daha düne kadar Avrupa’nın enerji güvenli˛i ve tedariki adına çok da gürültü yapmayan AB ülkeleri ˇimdi en kısa zamanda de˛iˇik çapta ve ebatta enerji projeleri için yeni eklemelerle 8.5 milyar Avroluk bir bütçe oluˇturmuˇ durumda . Bunu destekliyen diger bir kanıt, Macaristan’in resmi ajansı MTI’nin 28 Ocaklı haberinden geldi. Buna göre, AB 250 milyon avroluk bir bütçeyi ˇimdiden Nabuço için kullanıma sunacaktı .

Bu yeni geliˇmeler ıˇı˛ında, organizesi çok önceden yapılmıˇ olan ama son krize kadar neticesine çok bel ba˛lanmayan Budapeˇte Do˛algaz Toplantısı birden önemini artirarak en yüksek katılımin oldu˛u bir toplantı haline geldi. 26-27 Ocak tarihlerinde Macaristan’ın baˇkentinde yapilan toplantıdaki havanın bu son geliˇmelerden etkilendi˛ini hem katılımcıların söylediklerinden hem de ortaya çikan demeçlerden görmekteyiz. Macaristan’da ki toplantılara, tedarikçi, transit ülkelerin yanısıra, AB ve ABD nin temsilcileri ve iki yatırimcı Avrupa Bankası da katıldı .

AB ülkeleri, yukarıda saydı˛ımız bu yeni kaynaklar dıˇında da, Budapeˇte toplantısı öncesinde, enerji çeˇitlili˛i ve yatırimları konusunda farklı çalıˇmalar içinde oldu˛unu da gösterdi. Orne˛in, Avrupa Birli˛i Komisyonu Kafkas Gelistirme Örgütünü kurma giriˇimi. Kurulması amaçlanan bu örgütün amacı özel-kamu sektörleri oncülü˛ünde politik, legal ve ticari kaynakları birleˇtirerek “Güney Korridor” rotasina destek bulma olarak aciklandi.

Tükiye’nin geçmiˇte Nabucoo projesine Rusya’nın Gaspromunu da eklemeye çaliˇması ise görünüˇe göre uzmanların çok da anlayamadı˛i bir denklem sunmuˇ ortaya. Konu üzerinde en önemli yazılardan bazılarını ele alan, Jamestown Foundation’un önemli enerji uzmanı Vladimir Soccer’a göre, Rusya’nın bu projeye dahil çaliˇmaları bu Avrupa enerji güvenli˛i ve Güney Koridoru mantı˛ına aykırı. Güney Koridora verilen onemin en büyük nedeni Rusya’ya alternatif bir rota oluˇturarak, Avrupa enerji ba˛ımsızlı˛inın sa˛lanması. Gasprom’un bu koridora dahil edilmesi ise bu amacın gerçekleˇmesine gölge düˇürmekte. Zaten Rusya’da, baˇını Türkiye’nin çekti˛i bu giriˇimlere çeˇitli zamanlarda olumsuz cevap vererek , bu projelere temelden karˇı oldu˛unu birçok kez ortaya koydu .

Butun bu çaliˇmaların yanı sıra, Avrupa Birli˛i’nin kendi içindeki bazi altyapı problemleri de, Avrupa’nın kendi içinde stratejik kararlar almasını engelliyor. Örne˛in, AB üye ulkelerinin kendi aralarında da henuz elektrik sebekelerini butunlestirme ve entegrasyon calismalarını hala gerçekleˇtirememiˇ olması gibi .
RUSYA
Buyukelci C. Boyden Gray, SAIS’deki konuˇmasına “enerji gunumuzde politik bir silahtır ve bu tartısılamaz bir gercektir” diyerek baˇladı. Günümüz Rusya'sının düˇen enerji fiyatları ve derinleˇen global ekonomik kriz ile birlikte 2000'lerden beri süregetirdi˛i hızlı büyüme ve bütçe fazlasından hızla uzaklaˇtı˛ını, bu nedenlerden dolayi da ozellikle onumuzdeki aylarda yabanci sermaye yatirimina muhtaç olaca˛inın altını çizdi. Bu nedenlerden dolayı, Rusya'nın, geçti˛imiz yıllardaki kaba diˇ iliskilerinin stilinin rengini degistirmek zorunda kalaca˛ını sözlerine ekliyordu.

Rusya, halihazırda kendi ana satıicı pozisyonunu tahtından indiricek, Nabucco’da dahil olmak üzere, her turlu projeye karsi cikmaya devam etmekte. Öte yandan, Rusya’nın nasıl olurda, Ukrayna ile özellikle AB ülkelerini tehdit olarak algınan krizi o kadar uzun süre devam ettirmekte bir mahzur görmemiˇ olması hala anlaˇılamayan bir durum. AB’nin Rusya’dan kurtulmaya birkez daha yemin ediyor görünmesiyle birlikte, birçok uzman, Rusya’nın bir kez daha, enerjiyi bir politik silah olarak kullanayım derken, kendi çıkarlarına ve uzun vadedeki hedeflerine zarar verdi˛i konusunda birleˇiyor.

Diger taraftan, John Hopkins Üniversitesinde Orta Asya ve Kafkaslar Enstitüsü baˇkani Dr. Frederick Starr, hic bir ekonomik yaptirimin Rusya’nin enerjiyi politik bir silah kullanmasinin onune gecemeyecegini ileri surdu. Washington, DC de ki onemli düˇünce kurulaˇlarından biri olan Wilson Center’de Araˇtırma görevlisi olarak calıˇan bir diger enerji uzmani Alexandros Petersen ise aynı zamanda Rusya’nın kötüleˇen do˛algaz altyapısına dikkat çekti. Rusya’nın en büyük do˛algaz üretim alanlarının tümünün üretim kapasitesinin azaldı˛ını, di˛er bir deyiˇle, Rusya’nın do˛algaz kartel pozisyonun kabul edilse dahi, uzun koˇuda AB’nin artan do˛algaz ihtiyacının karˇilayamayaca˛ının altini ciziyordu. Washington DC nin taninan enerji uzmanlarindan biri Dr. Ariel Cohen’de yine aynı toplantıda yaptigi konusmada neredeyse tüm Avrupa’da artık ortak paydanın Rusya’dan enerji ba˛ımsızlı˛ını kazanmak üzere geliˇti˛ıni ekledi.

DI˛ER KAFKAS ÜLKELERINDEKI DURUM
Türkmenistan’ın tarihindeki ilk dogalgaz denetimi olan ‘Gaffney Cline denetimi ve incelemesinden’ gaz rezervleri hakkında çok olumlu haberlerin gelmiˇ olması toplantiların bir di˛er en çok konuˇulan konularından biri idi. Guney Yoloten-Osman gaz alanlarinda yapilan bu denetimlerde ve araˇtırmalarda Türkmenistan’da bulunan do˛algazın yaklaˇik en az tahminle 4 trilyon kubic meter oldugu ve daha baska alanlarının ise hala denetimlere sokulmadi˛i gözönüne alındı˛ında bu reservlerin çok ciddi bir yekün tuttu˛u ve Türkmenistan’ın ne olursa olsun, Nabucco projesine dahil edilmesi gereklili˛i herkesçe kabul edilen bir gerçek.

Azerbaycan Nabucco ve di˛er Güney Koridoru projelerinde, geniˇ gaz rezervleri ile en önemli aktörlerin baˇinda gelmekte. Heritage Foundation’da yapilan “Güney Kafkasya’ya Amerikan Politika Yaklaˇımı” adlı toplantıda enerji uzerine yazdigi yazilarla taninan ve su an Azarbeycan Diplomatic Akademide ileri disisliskiler programi direktörü olarak çalıˇan Mr. Fariz Ismailzade halihazırdaki son durumu açık sözlülükle özetledi. Ismailzade, özellikle Türkiye’nin Azerbaycan’a yaklaˇımından yakınıyor ve Türkiye’nin Azerbaycan gazı için transit bir ülke olarak Avrupa’ya taˇıma rölü yerine, Azerbaycan’dan bu gazı satın almak ve sonra da bu gazı yeniden satmak üzerine stratejisini kurmakla sucluyordu.

Yine bu aynı Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri iliˇkileri konusuna de˛inen Amerikan’ın Avrasya enerjisi özel elçisi Boyer’de, Türkiye’nin Turki komˇu ülkelere hala eskiden gelen aliˇkanlıkla küçük kardeˇ gibi davrandı˛ını, Kafkas ülkelerinin ise artik ortak bir ülke olarak konuˇmak ve kendi çıkarları adına politikalarını uygulamak istede˛ini ileri sürdü. Bu meyanda, Azerbaycan’ın artık çekinmeden söyledi˛i argümanı su: enerji satımının nihayetinde bir ticarettir ve kim daha cok para öderse o kazanır.

Bunun dıˇinda Kafkaslar için avantajlı bir durum ise, geçmiˇin aksine, bölge ülkelerinde ciddi bir iç istikrar olması. Ve bu istikrarlı görüntü de konuˇulan bu büyük çaptaki projelerin yapılmasını ve hayata geçirilmisini kolaylaˇtırıcı etki yapmakta.

IRAN
iran’ın bölgede Rusya’dan sonra en geniˇ gaz rezervlerine sahip durumda olması, bu projelerde isminin sürekli geçmesine neden olmakta. Öte yandan, bilindi˛i üzre, Nükleer silahlanma hususundaki tutumundan dolayı, ne Amerika tarafından ne de AB ülkeleri tarafindan, sözü geçen ülkenin Güney Koridor projelerinde yer almasina sıcak bakılmıyor. Di˛er taraftan yeni ABD Baˇkanı Obama’nın önceki yönetime göre Iran’a daha sıcak olan tavrı, bu konuda önümuzdeki aylarda sıcak geliˇimlere neden olacabilece˛ini gösteriyor. Böyle bir yaklaˇım, her konuda oldu˛u gibi, enerji denkeminde de Ortado˛u’da çok seylerin de˛iˇebilece˛ini hatırlatmakta.

Türkiye, Rusya örne˛inde oldu˛u gibi, yine ıran’ı da Nabucco projesine dahil etme çaliˇmalarında öncülük yaptı. Di˛er taraftan Türkiye’ye sa˛ladı˛ı gaz sürecinde geçmiˇ yıllarda ciddi problemler çıkaran ıran’ın, buna ra˛men, zengin gaz rezervleri nedeniyle, en baˇta olmasa bile, gelecekte bu projeye eklenece˛i veya eklenmesi gerekti˛i, üzerinde uzlaˇilan baska bir konu. Ayrıca, ıran’ın do˛algaz çikarma altyapısının çok yeni ve yetersiz olması, ve ciddi yatırımlara ihtiyaç duyuyor olması, özel temsilci Boyden’ın de dedi˛i gibi, Iran’ın yakın zamanda istese de bu projelere ciddi bir katkı saglayamaca˛ını anlatmakta.

ABD VE NATO
Amerikan Baˇkenti Washington, DC’nin Avrupa enerji güvenli˛ine ne kadar ilgi duydu˛unu, burada bulunan düˇünce kuruluˇlarindaki yayımlardan ve tartıˇmalardan dahi anlamak mümkün. Özellikle yeni yönetimin ipleri aldı˛ı bu dönemde, Iran ile olası yakınlaˇma ve bunun getirebilece˛i de˛iˇimleri yukarıda az da olsa de˛indik. Bununla birlikte, Kafkas ülklerindeki demokratik geliˇimin çok yavaˇ iˇledi˛i ve bunun hizlandrılmaya çaliˇılmaˇinın, hala bu ülkelerde güç sahibi olan ülke liderlerini korkutabilece˛i ve bu ülkeleri daha fazlaca Rusya-Çin-Iran yörünegesine itebilece˛i bir gerçek olarak karˇımızda duruyor. Tabi böyle bir geliˇim, enerji üzerine yapılan bunca stratejik kafa yormayı da tehlikeye atabilir. Bu stratejik nedenlerden dolayı, yeni Obama yönetiminin, önceki Bush yönetiminin demokrasi yayma çalıˇmalarını yavaˇlatabilece˛i bölgeye yönelik ayrı bir beklenti.

ABD’nin Nabucco veya Güney Koridoru çalıˇmalarından direk bir yararı bulunmamakta. Bununla birlikte, Amerika gerek 2008’in Ekim ayında yapılan Bakü Enerji Konferansına, gerekse 2009’un Aralık ayının son haftasında yapılan Budapeˇte Konferansına temsilcilerini göndererek ve bu projeleri sonuna kadar destekleyerek, Rusya’dan ba˛ımsızlık yolundaki stratejilerin arkasında durdu˛unu gösteriyor.

NATO da yapılan tartıˇmalarda konuˇulan aktörlerden biri oldu. Sorularla gündeme getirilen NATO’nun Avrupa’nın enerji güvenli˛i konusunda direk olarak rolü olmadı˛ı birleˇilen di˛er bir konu. NATO’nun do˛al olarak altyapı, liman koruma, ve praktik olarak yapabilece˛i yardımlar dıˇinda bir rolünun olmadı˛ı Milli Savunma Üniversitesinden toplantılara katılan Albay Jon E. Chicky tarafından yinelendi.

TÜRKIYE
Öncelikle, artık Avrupa Birli˛inin enerji güvenli˛inde Türkiye’nin söz sahibi oldu˛u bir gerçek. Bu hemen yapılan bütün analizlerde öne çikan bir faktör olarak görülüyor. Bunun ötesinde, Türkiye’nin kendi enerji kaynaklarınin çeˇitlili˛ini ve enerji ba˛imsızlı˛ını düˇünecek olması da normal karsilaniyor. Rusya ve Iran’a do˛algaz açısından çok ciddi bir ba˛imlılı˛ı olan Turkiye, Azerbaycan ile uzun zamandir yaptigi gorusmelerde bir anlasmaya varmaya yakın oldu˛u geçenlerde Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanı Natıg Aliyev tarafından da do˛rulandı .

Washington, DC’nin düˇünce kuruluˇlarında önceki yılarda yapilan tartiˇmalarda, e˛er konu Türkiye baˇlıklı de˛ilse, Türkiye’nin isminin bahse dahil olması pek nadir görunen durumlardan idi. Bununla birlikte, bu dönemde, Turkiye’nin çevresini ilgilendiren konularda, bu enerji tartıˇmaları da dahil olmak üzere, Türkiye’nin ismini cok sık duymak mümkün. Tabi bazen olumlu bazen ise olumsuz ˇekilde.

Türkiye’nin Nabucco ve di˛er Güney Koridor projelerinde son zamanlarda kendisinin önemini farketti˛i kesin. Bununla birlikte, örne˛in Nabucco projesini Avrupa Birli˛i göruˇmeleri için bir koz olarak kullanıyor görüntüsü, Avrupa Birli˛i ülkelerinin keyfini kaçırmıˇ gibi görünüyor. Güney Kıbrıs Cumhuriyeti tarafindan bloke edildi˛i için Avrupa Birli˛i tarafından açılamayan Enerji baˇlıklı dosyayı, Türkiye Baˇbakanının Brüksel’deki toplantıda dile getirmesi ve Nabucco’yu bu dosyanın açilmına ba˛laması, dikkatlerden kaçmadı. Rusya’nın Gaspromundan, güvenilir olmadı˛ı için kaçan AB’nin, bu seferde Türkiye’nin tehditine maruz kalması AB’yi dusunduruyor gibi.

Türkiye, Nabucco projesinin oneminin ve gerçekleˇebilme ihtimalinin artmasıyla, de˛iˇik kollardan bu projeden en iyi sonucu alma hedeflerini saklamiyor. Hem sadece bir transit ülke olma de˛il, aynı zamanda AB ülkelerine gidecek gazın bir kısmını kullanma hesapları, hem bu gazı daha hesaplı satın alma düˇünceleri, ayrıca projenin insaası aˇamasında Türk inˇaat ˇirketlerine en uzun bölüm olan Türkiye ayagi ihalesini aldirtmaya çalisması, Türkiye’nin bu meyanda koparmaya çalıˇtı˛ı ödünlerden bazılari olarak göze çarpıyor .

Bir tarafta, Türkiye’nin pazarlama gücünü en azami derecede kullanmasının dogal görülmesi savunulurken, di˛er taraftan da ˇansını çok da zorlamaması salık verilmekte, farklı enerji uzmanlarınca. Örne˛in, Türk hükümetinin son zamanlardaki agresif tutumunu ikinci bir Putin olarak de˛erlendiren enerji uzmanlari da yok de˛il . Türkiye’nin nihayetinde bir transit ülke oldu˛u ve tedarikçi bir ülke gibi hareket etmesinin önünde ciddi engeller oldu˛u bir gerçek. Bunun yanısıra, Türk hükümetinin geleneksel Batı yanlısı politikalarının bazılarından kayıyor görüntüsü, konu dıˇı oldu˛u halde tartiˇmalarda sık sık dile getirildi.

ˇurası bir gerçek, Avrupa’nın enerji güvenli˛inin yo˛un bir ˇekilde konuˇuldu˛u bir zaman diliminde, Türkiye’nin önceki gibi kayıtsız ˇartsız bir müttefik olarak artık görülmedi˛i, veya daha yumuˇak bir ifade ile, müttefik olarak konuˇulan Türkiye’nin, aynı cümle bitiminde mutlak sürette bir soru iˇaretinin ve bazı ˇerhlerin konuldu˛unu duymak normalleˇti. Budapeˇte toplantısına da Türkiye Baˇbakanının katılmaması bir ilgi eksikli˛i olarak kaydedildi. Bazı uzmanların Türkiye’deki iç politikaya çokça de˛inip, temelden bazı dinamiklerin de˛iˇti˛ini savunurken, di˛er bazıları ise daha so˛ukkanlı de˛erlendirmelerde bulundu˛u görüldü.

Bununla birlikte açıkça görülen Türkiye’nin önemli bir fırsatın sahibi oldü˛u. Denilebilir ki, Güney Koridoru ve Nabucco, türkiye için Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattından daha onemli avantajlar getirebilir. Türkiye e˛er kartlarını do˛ru oynayabilirse hem kendi do˛algaz ihtiyacını karˇılamada önemli bir yol katedecek, hem de stratejik anlamda, AB’nin enerji güvenli˛ini sa˛layan koridor olarak, AB ile entegrasyonda ve karˇılıklı güven sa˛lama noktasında da önemli basamaklar atlamıˇ olacak. Ve beklenir ki, AB bir kez daha Tükiye’nin önemini kavrama hususunda kendini sorgulamaya baˇlayacak.

NABUCCO ÖNÜNDEKI ENGELLER
Nabucco hattı projesinin önündeki en önemli engelin ˇimdiye kadar sadece Azerbaycan’ın bu projeye do˛algaz vermeyi taahhüt etmesi geliyor. Yakın gelecek itibariyle de Azerilerin taahhüdü yeterli olmayacak. Bu denkleme mutlak surette Türkeministan ve Kazakistan’ında eklenmesi mecburi.

Di˛er taraftan Türkiye’nin son zamanlarda Nabucco projesini sıkça bir koz ˇeklinde tartiˇmalara konu etmesi, AB ile yapilan üyelik görüˇmelerine ba˛laması, Rusya’dan buna benzer nedenlerden dolayı uzaklaˇan AB’yi derinden düˇündürdü˛ünü görmek zor de˛il. Türkiye’nin pazarlık gücünü sonuna kadar kullanma ve di˛er taraftan AB ülkelerine ‘güvenilmez’ ve ‘kaygan’ ülke mesajı vermeme arasındaki dengeyi bulamaması, en büyük risk olarak görüluyor.

Gürcistan-Rusya savaˇından sonra, Nabucco’ya yöneltilen süphelerden biri de fiziksel olarak ne kadar güvenli oldu˛u. Di˛er bir deyiˇle, gelecekte bu hattın geçti˛i ülkelerin güvenli˛inin tehlikede olup olmadı˛ı.

Ayrica, Rusya’nın agresif bir ˇekilde, Nabucco’nun en büyük tedarikçi ülkeleri konumundakı Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan üzerindeki baskısının aynı ˇekilde artirarak devam ettirmesi. Rusya’nın planlı ve kararlı polikaları karˇısında, AB ülkeleri henüz bir araya geliyor görüntüsü vermekte. En son Ukrayna-Rusya do˛algaz krizinin AB’ye kesinlikle yaradı˛ı, önceki da˛ınık görünüme göre, ˇu anki durumun daha ümitvar oldu˛u açık. Bununla birlikte, AB’nin daha bu Rusya’nin karsisinda daha cok yolu oldugu bir gercek.

ILHAN TANIR Washington D.C.’de yasamakta ve ozel bir danisman firmasinda, Arastirma Bolumu Direktoru olarak calismaktadir. Universiteyi Ankara Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesinde bitirmis, Master Egitimini ise Amerika’ninVirginia Eyaletindeki George Mason Universitesinde almistir. Kendisine tanir.ilhan@gmail.com adresinden ulasilabilir.

No comments: