Gercek Adres
Oncelikle onceki aksam gelen Genelkurmay Bildirisinin ulkemiz
acisindan cok ciddi bir saygi kaybina neden oldugu uzerinde sanirim
herkes hemfikirdir. Bununla birlikte:
1) Dusuncem sudur ki eger herkes kendi ustune dusen sorumluluklari
yapsa idi, bu noktaya gelinmesine gerek kalmayacakti.
2) 2007'de Cumhurbaskanligi secimi olacagini bilen siyasi iktidar ve
iktidarin yetkili insanlarinin, bu sureci yonetmeyi son dakikaya
birakmasi, ustune ustluk Cumhurbaskanligi adayinin konsensus
aranmadan ortaya cikarilmaya calisilmasi, bu surecin ne kadar kotu
yonetildiginin ispatidir.
3) AKP iktidari, 2002 yilinda kimsenin itiraz edemeyecegi bir
sekilde, tek parti iktidari ile Turkiye'yi yonetmek icin
gorevlendirilmis ve o zamandan beri de bu gorevini iyi kotu ifa
etmistir. Kayip 90 li yillarla karsilastirildiginda, azimsanmayacak
bir basari da elde edilmistir. Ozellikle ekonomi ve AB ile
iliskilerde toplumun buyuk bir kesimini gururlandiracak calismalara
imza atmislardir.
4) Ekonomi alanindaki son 4 yillik buyumede tek partili bir iktidarin
verdigi avantajlarin kullanimi, bazi cok dogru ekonomik hamlelerin
yaninda, dunya ekonomisinin daha once hic gorulmemis (unprecedented)
sekilde topyekun buyumesinin etkisi de buyuktur. Dunyada bu son 4-5
yil icerisinde, bildigim kadariyla, K.Kore disinda ekonomisi kuculen
ulke de olmamistir. Yani ne kadar zorlarsaniz zorlayin, bu ulke,
dunyanin topyekun buyumesi trendi ile birlikte bir sekilde buyuyecek
idi. Ama halen 'yigidi oldur hakkini ver' sozuyle AKP iktidarina bu
istikrarli buyumede buyuk bir payi vardir.
5) Asil konumuz, Cumhurbaskanligi konusudur. Efendim, sizi bilmem ama
ben onceki yazimda belirttigim gibi (Turk Usulu Demokrasi), Basbakan
sayin Tayyip Erdogan'in yontemini cok kaba, gereksiz ve hakaretamiz
bulmusumdur. Dort yil once iktidar olmus bir parti, bu sure zarfinda
ulkeyi yonetmis, Yasama ve Yurutme organlarinin sahibi olmustur. Ve
sonrasinda da Cumhurbaskanligini bir 'tek' kisinin 'atamasiyla',
kimseye danismadan ve herkesi temsil eder bir aday ortaya cikarmadan
yapmaya calismistir. Bu kontrolsüzlüğü demokrasi ile veya hele o hic begenilmeyen 1982 Anayasasi ile verilen yetkilerle aciklayamazsiniz. Ulke kimsenin babasinin mali degildir.
Bu iktidarin bunca yil ulkeyi yonetmesine kimse ses cikarmamistir.
Nihayetinde oy ile gelmistir ve giderse de oy ile gidecektir, amma ve
lakin, eger siz bunca yipranmadan sonra, %34 ile %70 ler oraninda
Meclis'in koltuklarini kaplarken, bir de ustune ustluk erken secim
isteklerine kulaklarinizi kapatip, ustune de Cumhurbaskanini kimseye
danismadan, herkesi temsil edebilecek bir aday bulma zahmetine dahi
katlanmadan, bir tek insan tarafindan atanmasina 'demokrasi'
diyorsaniz, sizin anladiginiz demokrasi ile benim anladigim demokrasi
arasinda daglar kadar fark vardir ve ilk oncelikle 'demokrasi' terimi
uzerine yeniden tartismaya baslamamiz lazimdir.
7) Cok kisa sekilde bilinmesi gereken, Demokrasinin bir mutabakat
rejimi oldugudur. Sadece yazili bir anayasaya bagli olmak vs.
degildir. O takdirde Ingiltere demokratik degildir dememiz lazim
gelir. Mutabakat gereklidir demokrasinin yurumesi icin, danisma
gerekir, tartisma gerekir, temsil gerekir. Bu surecte, demokratik
olgunluk gosterilmemistir
8) Hayatim boyunca Askeri mudalelere karsi cikmis biri olarak, bu
surece yolacan insanlari simdi suclu buluyorum. Demokrasi havarisi
kesilenler, 75 milyonun Cumhurbaskanini ve milyonluk ordumuzun
baskomutanini secme surecindeki akil almaz tersliklere laf
soylememekle benim icen sayginliklarini yitirmislerdir. Hayatim
boyunca takip ettigim liberal/demokratik/objektif olarak gordugum
yazarlarin gosterdigi naiflik beni sasirtmistir. Demokratlik sadece
Ordu mudahelelerine karsi cikmak degil, siyasi iktidarlarin
otokratikce yaptigi tasarruflara da karsi cikmaktir. Daha once de
belirttim, kendimi bu surecte, bir vatandas olarak asagilanmis
hissettim. Bir tek insanin, Cumhurbaskanini, ovunerek; "daha kimseye
soylemedim kimi sececegimi, hanimima bile" demesi benim agrima
gitmistir. Bunca zamandir ulkeye tansiyon siringilanmasi agrima
gitmistir. Kriz yonetimi boyle olamazdi..
9) Askerin sozle dahi mudahelesi bir ayiptir ulkemiz icin. Ulkeyi
ucuncu sinif ulkeler sinifina bir kez daha sokmustur. Yabanci bir
ulkede yasayan bir insan olarak, Pazartesi gunu karsilacagim
insanlara utanarak bakmaya mahkum olmusumdur. Ama ondan buyuk ayip,
buna yolacan siyasal iradedir. Kendini bilmezlik girdabina kapilan
siyasal iktidardir. Birtek insanin, tek basina 75 milyona
cumhurbaskani secme hevesidir. Dengeleri gozetememe yavanligidir.
10) Sonunda Turkiye kaybetmistir. Demokrat havariligi yapip,
demokratligin ruhunu anlayamayanlardir gercek adres. Sadece Askeri
mudaheleye karsi cikmak naifliktir. Yillardir hayat tarzlarini gun be
gun artarak tehdit altinda goren milyonlarca insanin bu korkularini
gidermeyi bilmeyenlerdir gercek adres.
Saygilarimla,
Oncelikle onceki aksam gelen Genelkurmay Bildirisinin ulkemiz
acisindan cok ciddi bir saygi kaybina neden oldugu uzerinde sanirim
herkes hemfikirdir. Bununla birlikte:
1) Dusuncem sudur ki eger herkes kendi ustune dusen sorumluluklari
yapsa idi, bu noktaya gelinmesine gerek kalmayacakti.
2) 2007'de Cumhurbaskanligi secimi olacagini bilen siyasi iktidar ve
iktidarin yetkili insanlarinin, bu sureci yonetmeyi son dakikaya
birakmasi, ustune ustluk Cumhurbaskanligi adayinin konsensus
aranmadan ortaya cikarilmaya calisilmasi, bu surecin ne kadar kotu
yonetildiginin ispatidir.
3) AKP iktidari, 2002 yilinda kimsenin itiraz edemeyecegi bir
sekilde, tek parti iktidari ile Turkiye'yi yonetmek icin
gorevlendirilmis ve o zamandan beri de bu gorevini iyi kotu ifa
etmistir. Kayip 90 li yillarla karsilastirildiginda, azimsanmayacak
bir basari da elde edilmistir. Ozellikle ekonomi ve AB ile
iliskilerde toplumun buyuk bir kesimini gururlandiracak calismalara
imza atmislardir.
4) Ekonomi alanindaki son 4 yillik buyumede tek partili bir iktidarin
verdigi avantajlarin kullanimi, bazi cok dogru ekonomik hamlelerin
yaninda, dunya ekonomisinin daha once hic gorulmemis (unprecedented)
sekilde topyekun buyumesinin etkisi de buyuktur. Dunyada bu son 4-5
yil icerisinde, bildigim kadariyla, K.Kore disinda ekonomisi kuculen
ulke de olmamistir. Yani ne kadar zorlarsaniz zorlayin, bu ulke,
dunyanin topyekun buyumesi trendi ile birlikte bir sekilde buyuyecek
idi. Ama halen 'yigidi oldur hakkini ver' sozuyle AKP iktidarina bu
istikrarli buyumede buyuk bir payi vardir.
5) Asil konumuz, Cumhurbaskanligi konusudur. Efendim, sizi bilmem ama
ben onceki yazimda belirttigim gibi (Turk Usulu Demokrasi), Basbakan
sayin Tayyip Erdogan'in yontemini cok kaba, gereksiz ve hakaretamiz
bulmusumdur. Dort yil once iktidar olmus bir parti, bu sure zarfinda
ulkeyi yonetmis, Yasama ve Yurutme organlarinin sahibi olmustur. Ve
sonrasinda da Cumhurbaskanligini bir 'tek' kisinin 'atamasiyla',
kimseye danismadan ve herkesi temsil eder bir aday ortaya cikarmadan
yapmaya calismistir. Bu kontrolsüzlüğü demokrasi ile veya hele o hic begenilmeyen 1982 Anayasasi ile verilen yetkilerle aciklayamazsiniz. Ulke kimsenin babasinin mali degildir.
Bu iktidarin bunca yil ulkeyi yonetmesine kimse ses cikarmamistir.
Nihayetinde oy ile gelmistir ve giderse de oy ile gidecektir, amma ve
lakin, eger siz bunca yipranmadan sonra, %34 ile %70 ler oraninda
Meclis'in koltuklarini kaplarken, bir de ustune ustluk erken secim
isteklerine kulaklarinizi kapatip, ustune de Cumhurbaskanini kimseye
danismadan, herkesi temsil edebilecek bir aday bulma zahmetine dahi
katlanmadan, bir tek insan tarafindan atanmasina 'demokrasi'
diyorsaniz, sizin anladiginiz demokrasi ile benim anladigim demokrasi
arasinda daglar kadar fark vardir ve ilk oncelikle 'demokrasi' terimi
uzerine yeniden tartismaya baslamamiz lazimdir.
7) Cok kisa sekilde bilinmesi gereken, Demokrasinin bir mutabakat
rejimi oldugudur. Sadece yazili bir anayasaya bagli olmak vs.
degildir. O takdirde Ingiltere demokratik degildir dememiz lazim
gelir. Mutabakat gereklidir demokrasinin yurumesi icin, danisma
gerekir, tartisma gerekir, temsil gerekir. Bu surecte, demokratik
olgunluk gosterilmemistir
8) Hayatim boyunca Askeri mudalelere karsi cikmis biri olarak, bu
surece yolacan insanlari simdi suclu buluyorum. Demokrasi havarisi
kesilenler, 75 milyonun Cumhurbaskanini ve milyonluk ordumuzun
baskomutanini secme surecindeki akil almaz tersliklere laf
soylememekle benim icen sayginliklarini yitirmislerdir. Hayatim
boyunca takip ettigim liberal/demokratik/objektif olarak gordugum
yazarlarin gosterdigi naiflik beni sasirtmistir. Demokratlik sadece
Ordu mudahelelerine karsi cikmak degil, siyasi iktidarlarin
otokratikce yaptigi tasarruflara da karsi cikmaktir. Daha once de
belirttim, kendimi bu surecte, bir vatandas olarak asagilanmis
hissettim. Bir tek insanin, Cumhurbaskanini, ovunerek; "daha kimseye
soylemedim kimi sececegimi, hanimima bile" demesi benim agrima
gitmistir. Bunca zamandir ulkeye tansiyon siringilanmasi agrima
gitmistir. Kriz yonetimi boyle olamazdi..
9) Askerin sozle dahi mudahelesi bir ayiptir ulkemiz icin. Ulkeyi
ucuncu sinif ulkeler sinifina bir kez daha sokmustur. Yabanci bir
ulkede yasayan bir insan olarak, Pazartesi gunu karsilacagim
insanlara utanarak bakmaya mahkum olmusumdur. Ama ondan buyuk ayip,
buna yolacan siyasal iradedir. Kendini bilmezlik girdabina kapilan
siyasal iktidardir. Birtek insanin, tek basina 75 milyona
cumhurbaskani secme hevesidir. Dengeleri gozetememe yavanligidir.
10) Sonunda Turkiye kaybetmistir. Demokrat havariligi yapip,
demokratligin ruhunu anlayamayanlardir gercek adres. Sadece Askeri
mudaheleye karsi cikmak naifliktir. Yillardir hayat tarzlarini gun be
gun artarak tehdit altinda goren milyonlarca insanin bu korkularini
gidermeyi bilmeyenlerdir gercek adres.
Saygilarimla,