ABD'den Türkiye'deki insan hakları ihlallerine tarihte görülmemiş müdahale sinyali
Cumhuriyet'te bugun yayinlanan "ABD'den Tarihi Uyari Yolda" haberinin genisletilmis sekli asagidadir:
ilhan Tanır/Washington
ABD Dışişleri Bakanlığı, daha önce tarihte örneği olmayan bir şekilde, Türkiye ile yakın zamanda 'periyodik stratejik uygulama'' başlatarak, Türkiye'deki insan hakları ihlalleri ve özgürlük sorunlarını sürekli olarak ilişkilerde gündemin önlerinde görüşmeye almayı düşündüğünü Kongre'ye bildirdi.
-------
ABD'den Tarihte Bir İlk
Geçtiğimiz günlerde Kongre'ye gönderilen mektupta, ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongre liderlerinden gelen ve Türkiye'de artan özgürlük sorunlarının ağır bir dille eleştirildiği endişeleri paylaştığını kaydediyor.
Temsilciler Meclisindeki kaynakları tarafından elde edilen ve kamuya açık olmayan mektupta ayrıca, ''bu konularda (insan hakları ve hukukun üstünlüğü, sivil toplum kuruluşlarına baskılar) Kongre üyelerinin önerdiği Türk hükümeti ile resmi bir diyalogun kurulması fikrini memnuniyetle karşılıyoruz,'' deniyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, mektubunda yazdığına göre, bu öneriye benzer bir şekilde ''Türkiye'deki insan hakları ve medya özgürlüğü görüşmelerinin en öne çıkacağı ''periyodik stratejik dialogu'' uygulamayı düşünüyor. Bu stratejik diyalogun uygulanmasının gelişimi konusunda, Bakanlığın Kongre Komitesini ve uzmanlarını informe edileceği de belirtiliyor.
''Biz (ABD Dışişleri Bakanlığı) Türkiye'deki insan hakları ve medya özgürlüğü görüşmelerinin en önde olacağı periyodik stratejik dialogu uygulanmasını düşünüyoruz.''
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinin Başkanı Cumhuriyetçi Edward Royce ve kıdemli Demokrat Eliot Engel’in de imzasının bulunduğu, Demokrat Milletvekili William R. Keating tarafından hazırlanan önceki mektupta, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den “Türkiye ile resmi bir diyalog mekanizması kurularak’’ insan hakları ihlalleri ve yargı süreci gibi konuları sürekli görüşmesini talep etmişti.
5 Dış İlişkiler Komitesi üyesi milletvekilinin imzalarıyla gönderilen mektupta, ABD Dışişleri’nin “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer üst düzey Türk hükümeti yetkilileri ile görüşmelerde, medya özgürlüğü, güçler ayrılığı, insan hakları ve hukukun üstünlüğü’ konularının önemine vurgu yapılmasına devam edilmesini” ısrarlı biçimde talep etmişti.
Temel Özgürlükler Baskı Altına Alınıyor
Kerry'nin adına yasama işlerinden sorumlu yardımcısı Julia Frifield tarafından hazırlanan ve birkaç gün önce Kongre'ye gönderilen cevabi mektupta da Türkiye'deki insan hakları ihlallerinin ulaştığı sorunlardan kaygıyla bahsediliyor: ''barışçıl toplanma ve dernek kurma özgürlüğü de dahil olmak üzere, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler hakiki bir demokratik devletin temeli olduğunda hemfikiriz. Biz, temel özgürlükleri baskı altına alan ve sivil toplumun denetleyici gücünü zayıflatan Türkiye'deki olanlar hakkındaki endişelerinizi paylaşıyoruz.''
Mektubun o bolumu:
Bakan Kerry'nin mektubunda ayrıca bu endişelerin özel görüşmelerde Türk yetkililere iletildiği gibi kamu açıklamalarında da kaydedildiğini ekleyerek, en son Aralık 14'de ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından, Türkiye'deki basın özgürlüğü, adil yargılama, yargı bağımsızlığı ve gazeteci tutuklamalarına dair yapılan açıklamayı örnek olarak gösteriyor. Bunun yanısıra yine ABD Dışileri yetkilisi Tom Melia ve Bakan yardımcısı Victoria Nuland'ın Türkiye ziyaretlerinde, sivil toplum kuruluşları ile görüşmelere değinilirken, ABD'nin Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarını testeklemesinin, ABD'nin Türkiye ve Türk halkına olan sorumluluğunun kritik unsurlarından biri olacağı ifade ediliyor.
Tarihte Olmadı
1993 ile 1998 yılları arasında o zamanki Bill Clinton yönetiminin Dışişleri Bakanlığında İnsan Hakları, Demokrasi ve İşçi Hakları konusunda Bakan yardımcısı olarak çalışmış John Shattuck, verdiği ozel demeçte, kendi dönemlerinde böyle özel bir mekanizmanın kurulmadığını kaydetti. Washington'daki 2 ayrı Türkiye uzmanı ile bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi de, Türkiye'deki insan hakları ihlallerine yönelik olarak bu tür bir mekanizmanın daha önce yapılmadığını kaydettiler.
AKP dönemindeki özgürlük ihlallerinin alarm verici bir seviyeye erişmesinin, Washington'da ABD yönetimi üzerinde büyük bir baskı oluşturduğu, bunun da ABD yönetiminin yeni yollar bularak, AKP yönetimine rahatsızlığı aktarmak istediği görülüyor.
Kongre Mektubu Erdoğan'a Ateş Püskürmüştü
Bakan Kerry'nin de içindeki endişeleri paylaştığını ifade ettiği Kongre mektubu Mart ayının 27'sinde ABD Dışişlerine sunularak Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında da ağır sözler kullanılmıştı: ''İnsan hakları, medya özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ABD’nin Türkiye’ye yönelik politikasının önemli bir parçası olmadıkça, Erdoğan’ın muhtemelen kendisini eleştirenlere, muhaliflere ve kendi politikasıyla aynı fikirde olmayanlara baskıyı artırarak, Türkiye’nin demokratik mirasını daha çok aşındırmasından çok endişeliyiz. Bu da Türkiye’yi giderek ABD’den ve Avrupa’dan uzaklaştırarak muhtemelen kendi toplumu içinde istikrarsızlığı provoke edecektir.''